Gelişin öyle güzeldi ki aslında, halen bir fotoğraf gibi aklımda...Daha önce terk edilmemiş yada gidenler yüzünden parçalanmış bir kalbim olmasaydı eminim küt küt atardı.Yüzündeki gülümseme o kadar doğaldı ki insan bebeğiymiş ,canıymış,parçasıymış gibi sarılmak istiyor.Tabi klasik ben, ben sarılır mıyım hayır, sevsem söyler miyim hayır...Karşımdaki alim sanki nerden bilecek benim nasıl sevdiğimi.Ama benim yapım bu.
Birine onu çok sevdiğini söylediğinde , ilk seni kaybetmeye çalışır.İnsanlar sevilmekten korkuyorsa ben ne yapabilirim ki...Sevilmek , insana sorumluluk yükler.Herkes bu sorumluluğu kaldırabilir mi , hayır.Herkes sorumluluk almayı sever mi , hayır.Eğer insan tecrübelerinden ders alıyorsa ve benim tecrübelerim böyle ise sorun ben de mi?Bu soruya benim cevabım hayır...
Yüzyıllardır sorulan bu soruların cevaplarını bulmak için uğraşacak gücü kendimde bulamıyorum şimdilik.Her insan geçmişten gelen tecrübelerle hareket eder.Sobaya dokunur, eli yanar bir daha dokunmaz.Hayatta ki tecrübelerde böyledir.Bir kere canın yandığında bir daha dokunmak istemezsin.Ben de böyleyim.Beni anlamak o kadar zor değil.Çok düz bir mantık.
Senden yada senle yaşayacaklarımdan değil, senden sonrasından çok korkuyorum.Onun için sana sevdiğimi söylemem , özlediğimi belli etmem,seni kıskanmam huyum böyle der geçerim ve kıskandığımı sadece ben bilirim.İnsanlardan zayıf yönlerimi saklamayı öğrendim.Ben ailemin tek çocuğuyum.Sevgiyi paylaşmayı sevmedim , sevemedim.Ama bunu diğerlerinden saklamayı öğrendim.Saklamazsam neler olacağını şöyle anlatabilirim.Genel olarak her zaman arkamdan zor olduğum söylenir.Zor kadınları yenmek , erkek egosunun tatmin noktasıdır.Bu durumda zayıf noktalar elde edilmişse oyun için gerekli olan malzemeler hazırdır.Tecrübelerimden elde ettiklerim arasında en büyük yer kaplayan kurallardan biridir ki şöyle; insanlara kendin hakkında ne kadar az malzeme verirsen canını o kadar az acıtırlar.
Aslında, senin benim bütün dikenli tellerimi aştığın zamanlar var hiç bunları bilmeden.Ama bu anları tam olarak kavrayamıyorsun.Hemen basit bir örnek vereyim.O sabah ben odaya girdiğimde o şirinlik muskası yüzünle dediğin günaydın öyle bir andı.Ve fark edemedin.Ben bir kez daha kendimi saklama başarımı kutlarken, sen sadece kahvaltıyı hazırladığımı düşünüyordun.
"Günaydın Bebeğim"
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder